Dünya’nın atmosferi çok sayıda sır barındırıyor; her katman gezegenimizdeki yaşamın sürdürülmesinde önemli bir rol oynuyor. Pek çok koruyucu katmanının arasında ozon tabakası, bizi güneşin tehlikeli ışınlarından koruyan güçlü bir koruyucu görevi görüyor. Peki bu inanılmaz savunma mekanizmasının gezegenimizin neresinde bulunduğunu hiç merak ettiniz mi? Bu yazıda, ozon tabakasının gizli yerini ortaya çıkarmak için Dünya’nın katmanlarının derinliklerine ineceğiz ve ozon tabakasının bizi güneş ışınlarının zararlı etkilerinden nasıl koruduğunu araştıracağız.
Canlıları güneşin zararlı ışınlarından koruyan ozon tabakası, Dünya’nın herhangi bir tabakasında bulunmaz. Bunun yerine atmosferin stratosfer olarak bilinen belirli bir bölgesinde bulunur. Stratosfer, atmosferimizin ikinci katmanıdır ve Dünya yüzeyinden yaklaşık 10 ila 50 kilometre yüksekliğe kadar uzanır.
Ozon tabakasını benzersiz kılan şey, Güneş’in ultraviyole (UV) radyasyonunun çoğunu absorbe etme yeteneğidir. UV radyasyonu canlı organizmalara son derece zarar verebilir, cilt kanserine ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir. Ozon molekülleri bir kalkan görevi görerek bu zararlı radyasyonun çoğunu Dünya yüzeyine ulaşmadan önce emer.
Karbondioksit gibi doğal gaz kaynaklarının zamanla iklim değişikliğine ve küresel ısınmaya katkıda bulunabilmesine rağmen, ozon tabakasına zarar verenin öncelikle insan faaliyetleri olduğunu unutmamak önemlidir. Kloroflorokarbon (CFC) emisyonları gibi endüstriyel prosesler, uzun yıllar boyunca bu hayati önem taşıyan koruyucu bariyerin tükenmesinden doğrudan sorumlu olmuştur. Bununla birlikte, Montreal Protokolü gibi anlaşmalar yoluyla yapılan uluslararası çabalar, son yıllarda CFC kullanımını başarıyla azaltmış ve ozon tabakasının kısmen iyileştirilmesine olanak sağlamıştır.